16 Aralık 2008 Salı

Sosyal Basketbol

Bir bayram daha geride kaldı, önümüz yılbaşı. Acaba bu önemli günlerde çocukları, hastaları, yaşlıları mutlu etmek için üzerimize düşeni yapıyor muyuz?

Israrla spor kültürünün gelişmiş olduğu ülkelerden bahsederek o ülkelerde sporcuların sosyal sorumluluk projelerine katılımda ne kadar aktif olduğunu örnekleriyle ortaya koymuştuk. Bu tarz etkinlikler öncelikle ve asli olarak sporcuların topluma olan görevlerini yerine getirmeleri bakımından insani bir önem ve değer taşıyor. Daha sonra ise yaptıkları sporun tanıtılması, geniş kitlelerce benimsenmesi için bir tanıtım vazifesi görüyor. Ne yazık ki Türk sporunda bu tarz sosyal sorumluluk projelerine sporcuların aktif katılımlarına pek sık rastlayamıyoruz. Oysa Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yurtları gibi, Lösev gibi, Darülaceze, engelli çocuklarımızın okulları, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezleri gibi birçok kurumla ortaklaşa çalışmalar yürütmek hiç de zor şeyler olmasa gerek. Örneğin kamu yararına faaliyet gösteren Lösev ya da Akut gibi kuruluşların tanıtımlarında aktif olarak neden bir bayan basketbolcu yer almasın? Neden çocuklara trafik kurallarını öğreten bir etkinliğin içinde bir basketbolcumuz bulunmasın? Evet, bazen çocuk yuvalarında kalan yavrularımız maçlara davet ediliyor, bazı sporcularımız üzerine düşeni yapıyor ama neden bu yapılanların sayısı ve sıklığı arttırılmasın? Kulüplerin bu konuda sporcularına değil zorluk çıkartması, ellerinden geldiğince desteklemesi ve bu girişimlere ön ayak olması topluma olan borçlarıdır. Hepimizin bu topluma karşı sorumlulukları var. Bunlar askerlik yapmakla, vergi ödemekle, 5 yılda bir oy kullanmakla tamamlanmış olmuyor. “Bu ülkenin aydınlık yüzü’ dediğimiz bayan basketbolcularımızı bu tarz faaliyetlerde daha sık görmek dileğiyle...

Hiç yorum yok: