13 Aralık 2008 Cumartesi

Hako ve Tayfa


Bir ideolojiye bakis acisi ve tabirleriyle saygisizlik kokan filmine gitmeye niyetli degiliz ama bu, aktorun ve dizideki tayfasinin sinematik basarisina zerre suphe ve ters kelam edilmesini saglamaz elbet. Bu basariya istinaden Sn. Serdar Gurel’in yukaridaki calismasini arz etmekten mutluluk duyuyoruz. Tespitin bu kadar isabetlisi olurmus zira.

Bazen Dereagzi’nda bulusup, icilen bir kac cay/limonata ve yenilen bir kac tost/sosisli (hepimiz istahli insanlariz, ne var?) sonrasinda yavas adimlarla stadin yanindan Bahariye’ye cikan ara yolun yokusundan Kadikoy, Caferaga istikameti ve aksam mac donusu yine Dereagzi. Bazen bir Burhan Felek maci sonrasi “Hadi bir de Dereagzi’na gidelim” diyerek, karsiya gecen agabeylerin aksam uzeri karanligini ve yol acilmasini beklemesine yarenlik. Bazen de, “ikinci adres” Kadikoy oldugundan belki, bir yerlerde karsilasip, gunun geri kalanini beraber gecirmek, yine yukaridaki yerlerde. Resimdeki gibi kirmizi bir araba. Resimdeki gibi bir oturma duzeni. Ayrilirken, Sogutlucesme Istasyonu’na giden Cuma Pazari kenarinda inip, onlar Avrupa Yakasi’na gecerken Kucukyali’ya uygun adim.

Yillar once, bir 8 Mart gunu. Ali Sami Yen’de Galatasaray’la oynayacagiz. Futbol macindan once, yine karsida Bayan Basketbol macimiz var Yildirim Bosna ile. Serap ve Arzu gittikten sonra aglaya aglaya uzaklastigimiz bayan basketbola, lacivert (King Santillana) reisin bir hafta once “Haydi maca” demesi sayesinde tekrar tesne olmaya cabalarken, bir hafta once Caferaga’da damagimizda kalan bir muhabbet tadini aramaya, tek basimiza uzaklara, Bayrampasa’ya gitmisiz. Salona giriyoruz. Problem Cocuk filminin Turk versiyonunda oynayan Zipcikti Senol cikiyor karsimiza. Fenerbahce’nin rakibini desteklemeye gelmis. Bir o tarafa, bir bu tarafa gezerken “Yildirim, Yildirim” diye bagiriyor. Kapi tarafina gelince de o ara iceri girenlere “Hosgeldiniz” diyor. Saglam taraftardi. Cok genc yasta oldu, Allah rahmet eylesin diyelim, vesileyle. Salonun ortalarina dogru, Caferaga’dan iki agabeyi goruyoruz. Maci kazaniyoruz. Sonra... Sonrasinin bugune kadar yolu var. Ve bugun... Izinde Dereagzi binasinin kapisindan girince deja vudan otesini yasayip, Istanbul’un her kosede “Sen gittin. Bittin mi, bilmem ama kesin gittin” demesine inat, “Hic gitmedim lan ben galiba” demistim. Kaldigimiz yerden devam ettik agabeylerle muhabbete...

Bir gun donecegim ulan Istanbul. Ha gaza gelip, yedi tepeden bir tanesine cikarak, “Seni yenecegim” diye bagirmayacagim, zira sende yasayan, sana yenilmeye mahkumdur, o ayri ama donecegim. Sogutlucesme Istasyonu’na giden Cuma Pazari kenarinda kirmizi arabadan inip, agabeyler Avrupa Yakasi’na gecerken, giden arabaya bir el sallayip, Kucukyali’ya uygun adim gidecegim.

Hiç yorum yok: