
Işıl'ın elbette taraftarı olduğu kulübün formasını giymeyi istemesi, ezeli rakibi Fenerbahçe'ye transfer olmayı düşünmemesi en doğal hakkıdır neticede bu onun kişisel seçimidir ancak "Ben Galatasaraylıyım basketbolu bu forma altında bırakmak istiyorum, Fenerbahçe'de oynamayı da asla düşünmem" demek başka bir şey "Sürünsem bile Fenerbahçe (ya da bir başka takım) formasını giymem" demek bambaşka şeyler. Bizler " kefen giyerim o formayı giymem" diyen Baliçlerin Galatasaray'a transfer olduğuna, "Fenerbahçe'de asla oynamam" diyen Fatih Akyel'in Kadıköy'de sarı lacivertli forma altında ter döktüğüne şahit olduk. Tercih Işıl'ın , ya dayısının öğrettiği gibi Metin Oktay felsefesiyle takımına, işine, rakibine saygı duyarak spor yaşantısını sürdürür ve bahsettiği Metin Oktay felsefesinden gider ya da yukarıda ki iki örneğin yolunu benimser büyük laflar ederek daha büyük Galatasaraylı-Fenerbahçeli-Beşiktaşlı olduğunu sanır. Gerek saha içinde formasının giydiği Galatasaray için sarf ettiği büyük emeğin gerekse saha dışında bu renklere olan bağlılığının tüm Galatasaraylılar farkında bu yüzden Işıl Alben'in böylesi büyük laflar etmeye hiç ihtiyacı yok, bir gün kendisine Fenerbahçe'den teklif gelirse kibarca geri çevirir olur biter, zira Işıl Alben gibi sporculara yakışan budur. 22 yaşında bir sporcu bir takım heyecanlarla böyle bir laf etmiş olabilir ancak bu sporcunun medya ile olan ilişkisini düzenleyen bir menejeri, Galatasaray bayan basketbol şubesinin bir idarecisi yok mudur kendisine fikir verebilecek, ileride kendisini zor durumda bırakabilecek lafları etmesinin önüne geçecek asıl üzerinde durulması gereken budur. Ülkemizde sıkça kullanılan ve doğruluğu hemen her vesile ile ispatlanan bir söz vardır " Büyük lokma ye büyük laf etme diye" umarım Işıl, adı gibi Işıl Işıl olan basketbol yaşantısına gönül verdiği Galatasaray forması altında uzunca yıllar başarıyla devam eder ve bul lafının pişmanlığını hiç bir zaman yaşamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder