Bakmayın siz operasyon üzerine operasyon yapıldığına, gözlaltılara, tutuklama kararlarına meğer işin aslı bizim bildiğimiz gibi değilmiş. Bu ülkede her şeyin olduğu gibi Ergenekon'un müsebbibi de "Ülker" firmasıymış!!! Araştırmak lazım acaba Agarta örgütüyle bağlantısı nedir diye.
Sorup soruşturdum Topkapı'da değil aslında Mu kıtasındaymış fabrikası, yönetim bölümü de Atlantis'te bulunuyormuş, şirketi de sanılanın aksine CEO'lar falan değil bildiğimiz (ya da bilmediğimiz) inisiyatörler yönetiyormuş... Yazdıklarım sizlere komik, hayal ürünü, garip bir komplo teorisi gibi geldi değil mi? Evet hakkınız var yazarken de bana öyle gelmişti zaten ama Hıncal Uluç'un bugün yazdıklarından daha fazla değil inanın bana. Ne demiş usta kalem yazısında bir göz atalım arzu ederseniz: "Üç büyüklere tonla para yatırıyor Ülker her yıl, basketbol için. Bu sayede üç büyükler yeniden "Üç büyük" oldular. Yeniden seyirci toplamaya başladılar. Basketbola renk, heyecan geldi. Teşekkürler.. Ama kendi bindikleri dalı kesiyorlar.. Diyeti verdiler diye kolu yönetmek de istiyorlar. En canlı örnek Galatasaray!.. Ülker'den gelen para ile iyi takım kuran Galatasaray iyi sonuç alamıyor. Neden?. Çünkü kulüp istediği, düşündüğü, konuştuğu hocayı işin başına getiremiyor. Ülker "Parayı veren düdüğü çalar" diyerek, belki de adını verdiği Fener'e fazla da rakip olmasını istemeyerek "Bizim seçtiğimiz bu hoca ile devam edeceksiniz" diye baskı yapıyor ve Galatasaray sıradan bir takım olmanın ötesine geçemiyor. İşte yeni sezon gene o sıradan "Ülker Hocası" ile başladı ve işte sonuçlar.. Gelen giden yeniyor Galatasaray'ı.."
Sevgili Hıncal Uluç hemen her konuda olduğu gibi konuyu yine Ülker'e dayandırmayı bir şekilde başarmış. Başarmış başarmasına da ne yazık ki yazdıklarını araştırma zahmetine girişmemiş, sağdan soldan duyduklarını böyle bir yazı kaleme almak için kafi görmüş! Eh olacak o kadar o bir Hıncal Uluç o ne diyorsa doğrudur deyip bildiklerimizi paylaşmayacak değiliz sanırım. Biraz geriye birkaç ay öncesine dönelim; o tarihlerde Galatasaray Kulübü ile Erman Kunter arasında görüşmelerin başladığı, hatta işin imza aşamasına kadar geldiği bilinmekteydi peki bu transferin olmamasının gerekçesi neydi? Sayın Uluç'un iddia ettiği gibi Fenerbahçe Ülker'e rakip çıkmasını istemeyen Ülker Grubu mu? Hayır efendim tek sorun Kunter'in istediği Fransız oyuncuları ve bazı talepleri son dakikada kabul etmeyen, bu oyuncular bizi şampiyonluğa taşıyamaz diye görüş belirten Galatasaraylı bazı yöneticilerdi. Daha imza atmadan seçtiği oyunculara güvenilmeyen, takım kurarken bile işine karışılmaya çalışılan Erman Kunter de bu yaklaşımı kabul etmeyerek bu anlaşmadan vazgeçmiş oldu. Erman Kunter'in seçtiği oyuncular konusunda pürüz çıkmasaydı, kendisine biraz itimat edilseydi bugün Galatasaray Cafe Crown'un başında Erman Hoca olacaktı!
Şimdi sormak istiyorum acaba Sayın Kunter de Ülker'in adamı mıydı da Galatasaray'a transferi gündeme geldi? Ya da aynı Ülker daha önce yollarını pek de hoş olmayan şekilde ayırdığı Ergin Ataman'ın geçtiğimiz sezon Beşiktaş Cola Turka'da çalışmasına neden itiraz etmedi, neden engellemedi? Yoksa Ülker'in sözü sadece Galatasaray'da mı geçiyor Sayın Uluç'a göre? Bu yazılanlara itimat edilmiyorsa Sayın Uluç yazısını yazarken yapmadığını yaparak konunun muhattaplarına sorabilir...
Ne Ülker'miş ama... Koskoca şirketler yıllardır ülke sporuna tek kuruş aktarmazken trilyonlarca lirayı gerek amatör gerek profesyonel sporun hizmetine sunan Ülker hayal ürünü senaryoların muhattabı olmaya devam ediyor. Korkum bu insanların da spordan soğuması "Paramızla rezil mi olacağız" diyerek yatırımlarına bir son vermeleri. Yoksa amaçlanan arzu edilen de bu mu??? Sahi dün gökten taş yağdı; onu da mı Ülker yaptı dersiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder