
Adana bölgesi meşhur kebabı, tarihi taş köprüsü ve sıcak insanları kadar artık basketbola, özellikle bayan basketboluna yaptığı yatırımlarla anılmaya başlanacak bir coğrafya haline geldi.
Bu yıl Opel Türkiye Kupası için ev sahibi olarak Adana'nın seçilmesi sanırım bir tesadüf değil. Zira 3 gün boyunca yaşanalar bu tercihin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Turnuvanın, 2. gün yarı finalde oynanan Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasında yaşanan ufak bir tatsızlığın dışında gayet dostane ve basketbola yakışan bir ortamda oynanması, Adanalı sporseverlerin organizasyona 7'den 77'ye hatırı sayılır bir ilgi göstermesi ve Şehrin takımı Botaş'ın çok genç ve 2 oyuncu haricinde tecrübesiz kadrosuyla final oynaması oldukça sevindirici ayrıntılarıydı. Oynanan 7 karşılaşmadan 5 tanesini naklen yayınlayan Sky Türk televizyonu ve tıpkı erkeklerde olduğu gibi bayanlarda da Türkiye Kupası'na sponsor olan Opel firması erkek basketbolunu ön plana alıp bayanları yok sayan firmalara ve kurumlara sanırım anlamlı bir mesaj vermiş oldular. Kimilerinin eskiye bakıp bakıp bizim zamanımızda Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi ve Galatasaraylısı bir arada maç izlerdi ama bu artık imkansız hale geldi serzenişleri Adana'da tüm anlamını yitirdi. Çünkü Galatasaray-Fenerbahçe yarı finalinde dahi salonun büyük bir bölümünde iki takım taraftarları yan yana oturarak bunun hala başarılabilir olduğunu ispatladılar.
Bu güzel organizasyonun neticesinde son 4 yıldır olduğu gibi kupaya uzanan taraf Fenerbahçe oldu. Nevriye Yılmaz'dan yoksun olarak turnuvada mücadele eden Fenerbahçe S.Volyana'nın da sakatlanmasıyla kadro yönünden sıkıntıya düştüyse de ilk gün oynadıkları Mersin Büyükşehir Belediyesi maçı haricinde kupayı zorlanmadan kazandıklarını söylemek mümkün. Turnuva öncesinde, Yenilmez Armada diye anıldıkları dönemde bu kupayı 6 kez üst üste müzesine götüren Galatasaray'ın kupa özlemine bu yıl son verebileceğini düşündüysem de açıkcası Fenerbahçe'nin eksiklerine rağmen onları pek zorlayamamış olmaları beni hayal kırıklığına uğrattı. Ancak Galatasaray'ın eski şaşaalı yıllarına dönmesinin çok da uzun bir zaman almayacağı ortada. Yeter ki 2 sezondur yeniden bu şubeye göstermeye başladıkları ilgiyi artarak sürdürsünler. Ceyhan Belediyesi karşısında mağlup olarak kupaya ilk günden veda eden Beşiktaş Cola Turka sadece beni değil izleyenlerin büyük bölümünü şaşkınlığa sevk etti. Ligde Fenerbahçe karşısında oynadıkları basketbol ve aldıkları sonuçla neler yapabileceklerini ispatlamış olan Beşiktaş'ın bu kadar kolay teslim olması üzücü. Siyah beyazlılar umarım play-offlarda gerçek kapasitelerini ortaya koyarak hak ettikleri başarılara imza atarlar.
Bu yıl Opel Türkiye Kupası için ev sahibi olarak Adana'nın seçilmesi sanırım bir tesadüf değil. Zira 3 gün boyunca yaşanalar bu tercihin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Turnuvanın, 2. gün yarı finalde oynanan Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasında yaşanan ufak bir tatsızlığın dışında gayet dostane ve basketbola yakışan bir ortamda oynanması, Adanalı sporseverlerin organizasyona 7'den 77'ye hatırı sayılır bir ilgi göstermesi ve Şehrin takımı Botaş'ın çok genç ve 2 oyuncu haricinde tecrübesiz kadrosuyla final oynaması oldukça sevindirici ayrıntılarıydı. Oynanan 7 karşılaşmadan 5 tanesini naklen yayınlayan Sky Türk televizyonu ve tıpkı erkeklerde olduğu gibi bayanlarda da Türkiye Kupası'na sponsor olan Opel firması erkek basketbolunu ön plana alıp bayanları yok sayan firmalara ve kurumlara sanırım anlamlı bir mesaj vermiş oldular. Kimilerinin eskiye bakıp bakıp bizim zamanımızda Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi ve Galatasaraylısı bir arada maç izlerdi ama bu artık imkansız hale geldi serzenişleri Adana'da tüm anlamını yitirdi. Çünkü Galatasaray-Fenerbahçe yarı finalinde dahi salonun büyük bir bölümünde iki takım taraftarları yan yana oturarak bunun hala başarılabilir olduğunu ispatladılar.
Bu güzel organizasyonun neticesinde son 4 yıldır olduğu gibi kupaya uzanan taraf Fenerbahçe oldu. Nevriye Yılmaz'dan yoksun olarak turnuvada mücadele eden Fenerbahçe S.Volyana'nın da sakatlanmasıyla kadro yönünden sıkıntıya düştüyse de ilk gün oynadıkları Mersin Büyükşehir Belediyesi maçı haricinde kupayı zorlanmadan kazandıklarını söylemek mümkün. Turnuva öncesinde, Yenilmez Armada diye anıldıkları dönemde bu kupayı 6 kez üst üste müzesine götüren Galatasaray'ın kupa özlemine bu yıl son verebileceğini düşündüysem de açıkcası Fenerbahçe'nin eksiklerine rağmen onları pek zorlayamamış olmaları beni hayal kırıklığına uğrattı. Ancak Galatasaray'ın eski şaşaalı yıllarına dönmesinin çok da uzun bir zaman almayacağı ortada. Yeter ki 2 sezondur yeniden bu şubeye göstermeye başladıkları ilgiyi artarak sürdürsünler. Ceyhan Belediyesi karşısında mağlup olarak kupaya ilk günden veda eden Beşiktaş Cola Turka sadece beni değil izleyenlerin büyük bölümünü şaşkınlığa sevk etti. Ligde Fenerbahçe karşısında oynadıkları basketbol ve aldıkları sonuçla neler yapabileceklerini ispatlamış olan Beşiktaş'ın bu kadar kolay teslim olması üzücü. Siyah beyazlılar umarım play-offlarda gerçek kapasitelerini ortaya koyarak hak ettikleri başarılara imza atarlar.
Erdoğan Narin'in takımı Mersin Büyükşehir Belediyesi, Fenerbahçe karşısında oynadıkları basketbolla play-off karşılaşmaları öncesi Mersin karşısında kazanmanın hiç kimse için kolay olmayacağını bir kez daha gösterdi. Sarı-Lacivertliler karşısında son topları daha doğru kullanabilselerdi şimdi Fenerbahçe yerine bir başka takımımızın kupa şampiyonluğunu tebrik ediyor olacaktık. Normal sezonu 4. sırada tamamlayan Panküp Ted Kayseri Koleji bir türlü potansiyelleriyle doğru orantılı sonuçlara imza atmayı başarmama geleneğini Opel Türkiye Kupası'nda da sürdürdü. Bu kadar kapasiteli takımın artık arzulanan patlamayı yapmasını beklemek insafsızlık olmayacaktır. Çankaya Üniversitesi imkanları ölçüsünde çok iyi işler yapmakta. Umarım Başkentimizi temsil eden bu takımımızın daha başarılı sonuçlara imza attıklarını önümüzdeki sezonlarda görebiliriz.
Ligde olduğu gibi Opel Türkiye Kupası'nda da Beşiktaş Cola Turka'yı yenen Ceyhan Belediyesi takımı taraftarlarının,yönetiminin, teknik ekibi ve sporcularının heyecanlarını muhafaza ettikleri sürece bizlerin sürpriz dediği ama hiç de sürpriz olmayacak işlere imza atacakları ortada. Özellikle yazının sonuna bıraktığım Botaş için söylenecek, söylenmesi gereken bir çok şey var. Daha bir kaç yıl öncesinde kapanması gündeme gelen ama şehrin tüm organlarıyla bu karara direnerek hayatta tuttuğu ve yoluna bütçe küçültürek devam eden bu kulübün yeniden Avrupa'da final oynadığını, Ligde şampiyon olduğunu, Türkiye Kupası'nı kazandığını görmek çok uzun zaman almayacaktır, Botaş bu mücadelesiyle alt yapının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu organizasyonu oluşturanları, bu gençlere güvenerek yola çıkanları yüreklendirmenin ve tebrik etmenin tüm basketbolseverler için bir borç olduğunu düşünüyorum.
Baştan sona bir karnaval, bir basketbol şöleni havasında geçen Opel Türkiye Kupası'nı başarıyla düzenleyen Türkiye Basketbol Federasyonu'na, organizasyonu sahipsiz bırakmayan Adana seyircisine, kupaya sponsor olan Opel firmasına ve karşılaşmaları izleyecilerle buluşturan Sky Türk televizyonuna bu güzel organizasyon için teşekkürlerimle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder