29 Nisan 2008 Salı

Büyük Final


Ve beklenen oldu... Şampiyon olduğu 2000 yılından beri final oynama başarısını elde edemeyen Galatasaray, 2007-2008 sezonunda bu özlemine son vermeyi başardı.

Üstelik sarı kırmızılıların finalde ezeli rakibi Fenerbahçe ile karşılaşacaklarını düşünürsek bu serinin Türk bayan basketbolu için büyük bir fırsat olduğunu söyleyebiliriz. Böyle bir lig sonuna sahip olmak için futbol kamuoyunun her sezon başında dualar ettiğini, voleybol camiasının bir Fenerbahçe-Galatasaray finali oynanması hayalini hep taşıdığını , Beko basketbol liginde böylesi bir mücadelenin ligin marka değerini katlayacağını biliyoruz, öyleyse elimize geçen bu fırsatı çok iyi değerlendirip bu muhteşem seriye hak ettiği önemi göstermeliyiz ancak bunu yaparken bir spor karşılaşmasına ölüm kalım savaşıymışcasına yaklaşarak, şampiyonluk için her yolu olağan sayarak, ortamı gererek ve bu gerginlikten çıkar umarak bu çok özel finale yazık etmeyelim ne olur. Bu ezeli rakiplerin birbirleriyle oynadıkları ne ilk finaldir ne de son olacaktır, yüzyılı aşkın bir zamandır süre gelen bu rekabette yenenler, yenilenler, şampiyonlar değişse de değişmeyen tek şey bu rakabetin büyüklüğü ve güzelliği. Ne tesadüftür ki, 1951 yılına kadar düzenlenen -ve ne yazıktır ki bu yıldan itibaren sona eren- Galatasaray-Fenerbahçe bayramları gibi bu final seriside Mayıs ayına denk geliyor. Umarım tıpkı o bayramlarda olduğu gibi rekabetin, dostluğun, centilmenliğin ön plana çıktığı karşılaşmalar izleme fırsatımız olur. Bahsi geçen bu bayramlarda bir çok branşta karşı karşıya gelen bu iki takımın karşılaşmalarını Fenerbahçe ve Galatasaraylı taraftarların birlikte oturarak izledikleri ve en ufak bir tatsızlığın yaşanmadığı rivayet edilir,tüm bunları duyduktan sonra final serisinde salonlarda rakip seyircilerin olmayacağını bilmek bir hayli üzüntü verici. Yıllar geçtikçe toplumların medeniyet yolunda mesafe kaydedip ilerledikleri kabul edilir oysa gelinen nokta ortada. 1940'lı yıllarda bir arada maç izleyebilenler yaklaşık 70 yıl sonra aynı salonda bile bulunamıyorlar. Kuşkusuz ortaya çıkan bu tabloda taraftarların paylarını görmezden gelemesekte "okullar olmasa maarifi ne güzel idare ederdik" zihniyetinin bir yansıması olan taraftarlar olmasa kulüpleri ne güzel idare ederdik anlayışının payını yadsıyamayız. Sahi o bayramların başlamasından bir gün önce her iki takımın kaptanlarının Atatürk büsütüne çelenk koyduğu ve bayramların başladığı anlatılırdı, bu gün bunu yaparak final serisini başlatmak ve böylece topluma bir mesaj vermek çok mu zor acaba ? Neyse bu kulüplerin nasıl bir rekabet arzuladıklarıyla ilgili kendi bilecekleri konular bizimkisi sadece bir dilek, bir umut. 0-0 başlayacak seride kazananın kim olacağını şimdiden söylemek güç zira yaşadığımız tecrübeler şartlar her ne olursa olsun finallerin kesin favorisinin olmayacağını bizlere defalarca göstermiştir.

21 Nisan 2008 Pazartesi

Orada bir köy var uzakta...


Orada bir köy var uzakta gitmesekte, görmesekte o köy bizim köyümüzdür diye ilkokul çağından beri ezberletildi durdu blzlere, bizden önceki nesillere ve sanıyorum hali hazırda ezberletilmeye de devam ediyor çocuklarımıza...

oysa gidip görmediğin, sesine kulak vermediğin yer senin değildir senin olmasını istiyorsan gidip göreceksin en azından kulak vereceksin oradan gelen seslere. Nereden çıktı bu Ahmet Kutsi Tecer'in naftalin kokan şiiri ile bezenmiş hamaset yüklü girizgah diye sorduğunuza eminim. Söyleyeyim, televizyondan çıktı ! Herhalde beyaz ekranda yapılan en faydalı, en aklı başında yayınlardan olan "Eğitime Destek" programlarından birini izlerken aklımdan geçti tüm bunlar, tüm bunlar ve vatani vazifem nedeniyle Güneydoğu bölgesinde geçirdiğim yaklaşık 1 seneye ait anılar. Show Tv'de Ali Kırca ve ekibinin 23 Nisan vesilesiyle düzenlemiş olduğu " Yaşasın Okulumuz - Siyaset Meydanı " programında yanılmıyorsam Şanlıurfalı bir kız öğrenciye Milli Eğitim Bakanı'ndan ne istiyorsun diye sorduklarında her halde kendisi için bilgisayar, yeni elbiseler, ailesine maddi destek ya da babasına düzenli bir iş ister diye düşünmüştüm ama fena halde çuvalladım ! Kızımızın isteği çok basit ve netti " basketbol sahası istiyorum okulumuza" deyiverdi, kendisine daha önce hiç basketbol oynayıp oynamadığını soran programın sunucusu Ali Kırcaya'da "hayır ama televizyondan izledim ve oynamak istiyorum" cevabını verdi, isteğini yineledi kararlılıkla. Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Basketbol Federasyonu, Herkes İçin Spor Federasyonu, basketbola sponsor olan büyük şirketletler, iş adamları kısacası sporla ve basketbolla haşır neşir olan kurum ve kişiler bu zamana kadar o bölgemizde basketbol adına neler yaptılar bilemiyorum ama yapılacak bir çok şeyin olduğu gün gibi aşikar, çünkü bu ülkede tek spor futbol değil ve çünkü bu bölgenin çocuklarınında basketbol oynamaya hakları var. Siz sahalarını, toplarını verin; onlar Air Jordan ayakkabıları olmadan da uçarlar potalara. Futbolun asla sadece futbol olmadığı gibi basketbol ve özellikle bayan basketboluda asla sadece basketbol değildir. Bu çağrıya kulak verecek, işi devlete bırakmadan önce o çocuğumuzun rüyasın gerçek yapacak daha sonrada bölgede basketbol ateşini yakmak için çabalayacak birileri olacak mı ? yoksa aman onca dert varken memlekette ne sahası, ne potası futbol neylerine yetmiyor diyerek kulaklarımızın üzerine yatmaya devam mı edeceğiz sanırım çok yakında göreceğiz. Sahi nasıl devam ediyordu o şiir "Orda bir ses var uzakta, o ses bizim sesimizdir, duymasak da, tınmasak da, o ses bizim sesimizdir..." gerçekten öyle mi !!! tın tın tın tın o halde....

8 Nisan 2008 Salı

Opel Türkiye Kupası'nın ardından...


Adana bölgesi meşhur kebabı, tarihi taş köprüsü ve sıcak insanları kadar artık basketbola, özellikle bayan basketboluna yaptığı yatırımlarla anılmaya başlanacak bir coğrafya haline geldi.

Bu yıl Opel Türkiye Kupası için ev sahibi olarak Adana'nın seçilmesi sanırım bir tesadüf değil. Zira 3 gün boyunca yaşanalar bu tercihin ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Turnuvanın, 2. gün yarı finalde oynanan Galatasaray-Fenerbahçe karşılaşmasında yaşanan ufak bir tatsızlığın dışında gayet dostane ve basketbola yakışan bir ortamda oynanması, Adanalı sporseverlerin organizasyona 7'den 77'ye hatırı sayılır bir ilgi göstermesi ve Şehrin takımı Botaş'ın çok genç ve 2 oyuncu haricinde tecrübesiz kadrosuyla final oynaması oldukça sevindirici ayrıntılarıydı. Oynanan 7 karşılaşmadan 5 tanesini naklen yayınlayan Sky Türk televizyonu ve tıpkı erkeklerde olduğu gibi bayanlarda da Türkiye Kupası'na sponsor olan Opel firması erkek basketbolunu ön plana alıp bayanları yok sayan firmalara ve kurumlara sanırım anlamlı bir mesaj vermiş oldular. Kimilerinin eskiye bakıp bakıp bizim zamanımızda Beşiktaşlısı, Fenerbahçelisi ve Galatasaraylısı bir arada maç izlerdi ama bu artık imkansız hale geldi serzenişleri Adana'da tüm anlamını yitirdi. Çünkü Galatasaray-Fenerbahçe yarı finalinde dahi salonun büyük bir bölümünde iki takım taraftarları yan yana oturarak bunun hala başarılabilir olduğunu ispatladılar.




Bu güzel organizasyonun neticesinde son 4 yıldır olduğu gibi kupaya uzanan taraf Fenerbahçe oldu. Nevriye Yılmaz'dan yoksun olarak turnuvada mücadele eden Fenerbahçe S.Volyana'nın da sakatlanmasıyla kadro yönünden sıkıntıya düştüyse de ilk gün oynadıkları Mersin Büyükşehir Belediyesi maçı haricinde kupayı zorlanmadan kazandıklarını söylemek mümkün. Turnuva öncesinde, Yenilmez Armada diye anıldıkları dönemde bu kupayı 6 kez üst üste müzesine götüren Galatasaray'ın kupa özlemine bu yıl son verebileceğini düşündüysem de açıkcası Fenerbahçe'nin eksiklerine rağmen onları pek zorlayamamış olmaları beni hayal kırıklığına uğrattı. Ancak Galatasaray'ın eski şaşaalı yıllarına dönmesinin çok da uzun bir zaman almayacağı ortada. Yeter ki 2 sezondur yeniden bu şubeye göstermeye başladıkları ilgiyi artarak sürdürsünler. Ceyhan Belediyesi karşısında mağlup olarak kupaya ilk günden veda eden Beşiktaş Cola Turka sadece beni değil izleyenlerin büyük bölümünü şaşkınlığa sevk etti. Ligde Fenerbahçe karşısında oynadıkları basketbol ve aldıkları sonuçla neler yapabileceklerini ispatlamış olan Beşiktaş'ın bu kadar kolay teslim olması üzücü. Siyah beyazlılar umarım play-offlarda gerçek kapasitelerini ortaya koyarak hak ettikleri başarılara imza atarlar.




Erdoğan Narin'in takımı Mersin Büyükşehir Belediyesi, Fenerbahçe karşısında oynadıkları basketbolla play-off karşılaşmaları öncesi Mersin karşısında kazanmanın hiç kimse için kolay olmayacağını bir kez daha gösterdi. Sarı-Lacivertliler karşısında son topları daha doğru kullanabilselerdi şimdi Fenerbahçe yerine bir başka takımımızın kupa şampiyonluğunu tebrik ediyor olacaktık. Normal sezonu 4. sırada tamamlayan Panküp Ted Kayseri Koleji bir türlü potansiyelleriyle doğru orantılı sonuçlara imza atmayı başarmama geleneğini Opel Türkiye Kupası'nda da sürdürdü. Bu kadar kapasiteli takımın artık arzulanan patlamayı yapmasını beklemek insafsızlık olmayacaktır. Çankaya Üniversitesi imkanları ölçüsünde çok iyi işler yapmakta. Umarım Başkentimizi temsil eden bu takımımızın daha başarılı sonuçlara imza attıklarını önümüzdeki sezonlarda görebiliriz.



Ligde olduğu gibi Opel Türkiye Kupası'nda da Beşiktaş Cola Turka'yı yenen Ceyhan Belediyesi takımı taraftarlarının,yönetiminin, teknik ekibi ve sporcularının heyecanlarını muhafaza ettikleri sürece bizlerin sürpriz dediği ama hiç de sürpriz olmayacak işlere imza atacakları ortada. Özellikle yazının sonuna bıraktığım Botaş için söylenecek, söylenmesi gereken bir çok şey var. Daha bir kaç yıl öncesinde kapanması gündeme gelen ama şehrin tüm organlarıyla bu karara direnerek hayatta tuttuğu ve yoluna bütçe küçültürek devam eden bu kulübün yeniden Avrupa'da final oynadığını, Ligde şampiyon olduğunu, Türkiye Kupası'nı kazandığını görmek çok uzun zaman almayacaktır, Botaş bu mücadelesiyle alt yapının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu organizasyonu oluşturanları, bu gençlere güvenerek yola çıkanları yüreklendirmenin ve tebrik etmenin tüm basketbolseverler için bir borç olduğunu düşünüyorum.



Baştan sona bir karnaval, bir basketbol şöleni havasında geçen Opel Türkiye Kupası'nı başarıyla düzenleyen Türkiye Basketbol Federasyonu'na, organizasyonu sahipsiz bırakmayan Adana seyircisine, kupaya sponsor olan Opel firmasına ve karşılaşmaları izleyecilerle buluşturan Sky Türk televizyonuna bu güzel organizasyon için teşekkürlerimle...

4 Nisan 2008 Cuma

Opel Türkiye Kupası'nda ilk gün


Ligin ilk yarısını ilk 8 içersinde bitiren takımların karşı karşıya geldiği Opel Türkiye Kupası'nın ilk günü, izleyenlere büyük keyif ve heyecan veren 4 karşılaşmaya sahne oldu.

Bu yıl Adana Menderes Spor Salonu'nda tertip edilen turnuva ilk gün sonunda izleyenlerden tam not almayı başardı. Günün ilk maçında Ceyhan Belediyesi ve Beşiktaş Cola Turka takımları karşı karşıya gelirken bir hayli çekişmeli geçen 40 dakika sonunda gülen taraf 61-57'lik skorla Ceyhan Belediyesi oldu. Ligde de Beşiktaş'ı mağlup etmeyi başaran Ceyhan Belediyesi'nin aldığı bu sonucun tesadüf olduğunu söylemek haksızlık olacaktır. 2007 Bayanlar Türkiye Kupası'nın ilk gününde karşılaşan Çankaya Üniversitesi ile Galatasaray takımları hoş bir tesadüf neticesinde bu yıl da ilk gün karşı karşıya geldiler. Geçtiğimiz yıl Çankaya Üniversitesi'ne yenilerek kupaya veda eden Galatasaray bu yıl zorlanmadan adını finale yazdırarak tarihin tekerrür etmesini önlemiş oldu (57-89).



Turnuvanın evsahibi takımı Botaş ligin güçlü ekiplerinden Panküp Ted Kayseri Koleji karşısında galibiyete zorlanmadan ulaştı (85-74). İlk gün seyirci avantajını kullandığı pek söylenemeyen Botaş'ın yarı finalde yeterli taraftar desteğini bulması turnuvaya büyük keyif katacaktır. Günün son ve en çekişmeli karşılaşmasında Kaptan Nalan ve Nevriye'den yoksun olarak mücadele eden Fenerbahçe ecel terleri döktüğü maçta son saniyelerde gülmeyi başardı. Pota altında Nevriye Yılmaz'ın eksikliğini fazlasıyla hisseden Fenerbahçe karşısında, Mersin Büyükşehir Belediyesi takımı çok dirençli ve pozitif bir oyun ortaya koyarak taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı.



Yarın, iki uzatma periyodunun ancak galibi belirlediği bir lig maçı oynayan Galatasaray ve Fenerbahçe takımları yarı finalde karşı karşıya gelecekler. Erken final olarak değerlendirilebilecek bu maçın izleyenleri basketbola doyurmasını bekliyorum. Yarı finalin ikinci maçında Botaş ve Ceyhan Belediyesi takımları karşılaşırken, kim galip gelirse gelsin ev sahibi sayılan takımlarımızdan birinin final oynayacak olması oldukça sevindirici...