
Bizim adımıza olmasa da spor adına bir çok güzelliği içinde barındıran bir organizasyon oldu. Türkiye'nin elde ettiği dereceler, madalya sayıları henüz oyunlar sürerken tartışılmaya başlanmıştı bile ancak kapanış töreninin ardından gerek yazılı gerekse görsel basında eleştiriler had safhaya ulaştı.
*** Bir süredir basketbol kulislerinde bu yılki Bayanlar Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın Kayseri'de oynanacağı konuşulmakta. Konuşulanların ne derece gerçeği yansıttığını bilmiyorum ama eğer bu konuşulanlar gerçekse ve böyle bir çalışma varsa neden Kayseri diye de merak ediyorum açıkcası. Acaba bu kentimizin yeni Cumhurbaşkanımızın baba ocağı olmasının bu seçimde bir etkisi var mı, yoksa hangi gerekçelerle böyle bir tercih gündeme geldi? Basketbolu Anadolu'ya yayma çalışmaları elbette alkışı hak eden bir yaklaşım ancak oynanacak kentin seçiminde uygulanan kritlerlerde kamuoyuyula paylaşılmalıdır. Kimbilir belki bu organizasyona talip olan başka illerde çıkabilir.
*** Yazıya olimpiyatlarla başlamıştık öyle devam edelim. Pekin 2008 bayanlar basketbolda beklenildiği üzere altın madalyaya Amerika Birleşik Devletleri zorlanmadan ulaştı. Finalde Avusturalya'yı 92-65 yenen Birleşik Devletler Avusturalya'ya karşı üst üste 14. galibiyetini kazandı. WNBA'in efsanevi oyuncusu Lisa Leslie 4. Olimpiyat altınına ulaşarak WNBA'den sonra olimpiyat tarihinde de yerini almış oldu. Ancak bu karşılaşmada bizleri asıl ilgilendiren konu Olimpiyatın Altın Madalya'lı takımında tanıdık isimlerin olmasıydı. 2 sezon Fenerbahçe formasını giyen ve bu yıl Rusya'ya transfer olan Cappie Pondexter ve bu sezon Galatasaray formasıyla izleyecek olduğumuz flaş transfer Seimone Augustus birincilik sevincini yaşayan isimlerdi. 2 sezon boyunca Cappie Pondexter gibi bir markanın değerini bildiğimizi, böyle bir oyuncunun isminden yeterince yararlandığımızı söylemek güç. Umarım Seimone Augustus aynı akibetle karşılaşmaz ve bu kadar önemli bir oyuncunun kıymetini biliriz.
*** Fenerbahçeli taraftarların kafalarında soru işaretleri oluşturan yeni transfer Marques Green'i hücüm yönünden tartışmak zaten yersiz bir konu ama sarı lacivertli taraftarlar 1.65'lik oyuncunun özellikle Euroleague'de savunma eşleşmelerinde sorun yaşayıp yaşamayacağını merak ediyorlar. Antremanda izleme fırsatı bulduğum Green, savunmada yaşadığı fiziksel dezavantajını kapatmak için ekstra bir çaba sarf ediyor ve bunda da başarılı olduğunu söylemek mümkün. Yani kuşkuların aksine M.Green'in savunmada etkisiz eleman olacağını hiç sanmıyorum akisine bu gayretiyle ve kısa boyunun dezavantajların olduğu kadar kadar avantajlarının da farkında olan bir Green, taraftarların sevgilisi haline gelebilir yeter ki Fenerbahçeliler daha ilk karşılaşmada Solomon ile Green'i karşılaştırmaya başlayıp sabırsızlık göstermesinler.
*** Bu sene bayan basketbolundan keyif alan kişilerin yolu sıklıkla Akatlar'a düşeceğe benziyor. Genç ve yetenekli yerli oyuncuları bünyesine katan Beşiktaş Cola Turka yabancı transferlerinde de isabet sağlamış gibi. Eğer siyah beyazlılarda yabancı oyuncular uyum sorunu yaşamazlarsa Beşiktaş Cola Turka taraftarların da desteği ile Euroleague'de ve TBBL'de önemli işlere imza atabilir. 3 büyük takımın aynı anda iddialı olduğu bir TBBL'de sürpriz bir final uzak bir olasılık gibi gözükmemekte.
*** Play-Off'ların uzun sürmesi ve WNBA takvimiyle çakışması yabancı oyuncu transferlerinde sıklıkla ortaya çıkan bir pürüz. Bazı oyuncuların final serisinde dahi ülkelerine döndükleri zihinlerde tazeliğini koruyan örnekler. Şu sıralar bayan basketbol camiası play-off sistemini tartışıyor, temel olarak geçtiğimiz sezonlar voleybol liglerinde uygulanan 2 devreli 4 lü final görüşü bu tartışmalarda öne çıkan öneri gibi gözükmekte. temel olarak sistem, normal sezon sonunda ligi lider bitiren takımın 1.5, ikinci sırada bitiren takımın 1, üçüncü sıradaki takımın 0.5, dördüncü ve son sıradaki takımın 0 puan taşıdığı sistemde takımlar iki farklı şehirde çift devreli lig usulüyle karşılaşmalar oynuyor ve ikinci etap sonunda lider bulanan takım şampiyonluğunu ilan etmesi üzerine kurulu. Bu önerinin avantajları olduğu kadar dezavantajlarıda mevcut elbette. Özellikle voleybolun bu sistemden vazgeçmiş olması kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Ancak bazı konuların tartışmaya açılması ve fikirlerin yüksek sesle dile getirilemesi en azından katılımcılık açısından güzel bir yaklaşım.