
Son on sezonun altısını şampiyon olarak tamamlama başarısını gösteren, beş yılda 15 kupanın 13'ünü kazanan son üç yılın şampiyonu Fenerbahçe'den...
Sezona ezeli rakipleri Beşiktaş Cola Turka'yı mağlup ederek aldıkları Cumhurbaşkanlığı Kupası ile Başlayan sarı lacivertliler, mücadele ettikleri Fiba Bayanlar Euroleague'de çeyrek final oynayıp, Adana'da düzenlenen Opel Türkiye Kupası'nı da kazanarak bu başarıyı üst üste 5. kez tekrarlamış oldular. Fenerbahçe için ne normal sezonun ne de final serisine kadar play-offun zorlu geçmediğini söylemek mümkün ancak final serisine gelindiğinde karşılarında ligde 2 kez Opel Türkiye Kupası'nda ise 1 kez yendikleri Galatasaray yerine çok daha dirençli, çok daha arzulu bir Galatasaray buldular. İki takım arasında oynanan ve birbirinden zorlu geçen 5 karşılaşma bunun en güzel ispatı olsa gerek. "Potanın Kraliçeleri" taraftarlarından aldıkları bu unvanı hak ettiklerini ispatlarcasına bu zorlu seriyi 3-2 kazanarak sezonu 3 kupa ile kapamasını bildiler. Fenerbahçe’nin bu başarısında hemen her amatör şube maçını salonda izleyerek bu branşlara verdikleri önemi gösteren Sayın Aziz Yıldırım ve yönetim kurulunun, en fazla şampiyonluk yaşamış koç unvanını taşıyan deneyimli koç Zafer Kalaycıoğlu’nun, 3 kulvarda yoğun bir maç trafiği içinde yılmadan çalışan sporcuların ve teknik ekibin ve sezonun büyük çoğunluğunda takımlarını yalnız bırakmayan Fenerbahçe taraftarının büyük payı var. Umarım tüm kulüpler bayan basketboluna aynı derecede ilgi ve alakayı göstererek daha da büyük başarılara imza atarlar. Bir parantezde Fenerbahçe’nin Birleşik Amerikalı oyuncusu Cappie Pondexter’e açmak lazım sanırım, bir çok otorite tarafından ülkemize gelmiş geçmiş en yetenekli yabancı bayan basketbolcu olarak kabul edilen bu oyuncuyu 2 sene boyunca canlı olarak izlemek sadece Fenerbahçelilere değil tüm basketbolseverlere büyük keyif vermiş olmalı, ligimizde Pondexter, Vickie Johnson tarzı üst düzey yabancı oyuncuların sayısı arttıkça , bu artışın basketbolumuza olan katkısıda aynı oranda büyük olacaktır.